CRM için Pazarlama Teknikleri 3 – Sosyal Medya Pazarlama

Sosyal medya, günümüzde her geçen gün kendini geliştiren ve hedef kitlelere kolaylıkla ulaşmamızı sağlayan başlı başlına büyük bir ağ olarak hayatımızda yer edinmiş durumda. Kim düşünürdü ki Mark Zuckerberg’in 2004 yılında sadece Harvard’lılar için oluşturduğu ağın, üniversite sınırlarını aşıp tüm dünyaya hızla yayılarak hayatımızda çok büyük bir yer edineceğini. Önceki yazılarımızda da değindiğimiz gibi, değişen dünya düzeni, beraberinde pazarlama tekniklerini de değiştiriyor ve de her geçen gün bizlere yeni kanallar sunmaktan çekinmiyor. Bu yazımızda şirketlerin kendi sosyal medya yönetimlerini, nasıl doğru ve müşteri kazanma odaklı yapması gerektiğine dair, Sosyal Medya Pazarlama Teknikleri başlığı altında ipuçları vereceğiz.

Sosyal Medya Pazarlama Teknikleri

Geçmişten 2000’li yılların ortalarına kadar, tanıtım yapmak için şirketler klasikleşmiş yöntemleri kullanırlardı. Gazete ilanları, broşür bastırmak, vs. Bu yöntemler, yerini sosyal medyaya bıraktı, bir başka deyişle görsel medya şekil değiştirdi. Bu araçları kullanırken şirketlerin çok hassas davranmaları gerekiyor. Kurumsallaşmak adına sosyal medya çok önemli bir yer tutarken, yanlış kullanımında müşteri kaybettirme özelliği ile de bizleri hassasiyeti en üst seviyeye çıkarmaya zorluyor. Bütün yazılarımızda değiniyoruz, yeni pazarlar.. Sosyal medya yönetimi de, aslına bakacak olursanız yeni pazarın oluşturduğu, bir pazar içi pazar(Niş Pazar). Öyle ki şirketlere profesyonel danışmanlık veren ve sosyal medyalarını yöneten yeni şirketler her geçen gün çığ gibi artmakta. Medya şekil değiştirdi, fakat bunu nasıl kullanmamız gerektiği konusunda seçici davranmamız gerekiyor. İşin açıkçası sosyal medya kullanacağım diyerek, bütün uygulamalar için hesap oluşturarak kurumsal yapımızdan ödün vermemek gerekir. Sosyal medya çok geniş bir ağ olduğundan, şuradan başlayıp şurada bitiririz demek hata olur. Bu yazımızda LinkedIn, Google+, Facebook ve Twitter’a değinerek, buralardan nasıl müşteri portföyü oluşturup, onları nasıl mutlu edebileceğimize değineceğiz.

Öncelikle işe, bahsettiğimiz mecralarda birer hesap oluşturarak başlamalıyız. Hesap isimleri çok önemlidir ve buna oldukça dikkat etmeliyiz. Marka ismimizin birebir aynısını almak, müşterilerimizin güvenini arttıracaktır. İsim farklılığı durumunda ise müşteri zihninde ister istemez “sahte hesap mı acaba?” sorusu yer alabilir. Sonra ki adımda ise bu hesapları birbirine entegre etmek akıllıca bir hareket olacaktır. Geliştirilen yazılımlar sayesinde bütün sosyal medya hesaplarınızı tek bir yerden de yönetmeniz mümkün.

İşe LinkedIn hesabı oluşturmakla başlayabiliriz. Günümüzde tüm dünyada 200 milyona yakın kullanıcıya sahip bu uygulama, iş dünyasındaki kişilerin diğer kişilerle iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan profesyonel sosyal paylaşım platformudur. Bir LinkedIn hesabı sizin kurumsal duruşunuzu resmedeceğiniz yegane yerdir ve yeni dünya düzeninin olmazsa olmazlarındandır. Bu hesabın aktif kullanımı, müşterinin gözünde, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, kurumsal duruşunuzu simgeleyecektir ve de müşteri üzerinde pozitif bir güven etkisi yaratacaktır.

Gelelim Google+’a. Dünyanın en büyük arama ağı olan Google’ın bizlere sunduğu bir uygulama olan Google+ üzerine söyleyebileceğimiz çok şey var. Bazı çevrelerce, basit arayüzlü Facebook olarak tanımlansa da, aslına bakıldığında Facebook ile taban tabana zıt yönleri vardır.(Benzerlikleri de yok değildir.) Kurumsal duruşumuz için gerekli olan Google+ profilimiz ile ilgili daha detaylı açıklamalara ve neden gerekli olduğuna dair ipuçlarına, serinin 5. Yazısı olan “Google Adwords Arama Motoru Ağı Pazarlama Teknikleri” yazımızda değineceğiz.

Sosyal Medya Pazarlama, Sosyal Medya Butonları

 

Sosyal medya ile ilgili verecebileceğimiz ipuçlarından biri de, marka değerimizin hedeflediğimiz kitleyle aynı dili konuştuğumuz sürece artacağı ve müşteri sadakatinin gelişeceğidir. Sosyal medya aracılığı ile karımızı artırmayı hedefliyorsak, farklı mecralarda farklı içeriklerle markamızı temsil etmeliyiz. Bu bölümde Facebook ve Twitter’ı beraber ele alacağız. Bu ağlarda yapacağımız paylaşımlara çok dikkat etmeliyiz. Her zaman ilgili içerik paylaştığımıza emin olmalıyız. Müşteriyi sıkan, markamızla ilgili tanıtım yazılarına nazaren, daha çok kullanıcıyı tetikleyip, müşteriye çevirebilecek paylaşımlar yapmalıyız. Peki takipçi sayımız az ise ne yapmalı? Günümüzde sizlerin de bildiği gibi bir gün içerisinde “şişirme” diye tabir edilen takipçi sayısını artıranlar ajanslar var, fakat biz bunu tasvip etmemekle beraber, ilerisi için zararlı olacağını düşünüyoruz. Evet anlık olarak, takipçi sayınız on binlere yükselebilir, fakat sizin vermek istediğiniz mesajı alabilecek ve ya sizin hedef kitlenizi içeren potansiyel müşterileriniz mi olacaktır bu kişiler? Tabii ki de hayır. Bunun için siz kalitenizden ödün vermeyip, mecraları doğru şekilde yönettiğiniz sürece, gerçek kullanıcılarınızın sayı artışı gecikmeyecektir. Dolayısıyla da mesajlarınız, kendi müşterinize – hedef kitlenize doğru bir şekilde ulaşacaktır.

Dönelim konumuza. Paylaştığımız içerikler, e-postalarımızdaki bültenler gibi olmamalıdır. Müşteri sabırsızdır, e-postalarını okumak için daha fazla vakit ayırırken, sosyal medya mecralarında karşılaştığı olaylara daha az vakit harcamak ister. Doğru fotoğraf seçimi ile direk olarak etki yaratmak akıllıca olacaktır. Zengin fotoğraf çeşitliliği ve yüksek kaliteli fotoğraflar ile kullanıcının hemen ilgisini çekmek gerekir, hemen ilgisi çekilen kullanıcı harekete geçer. Unutmamalıyız ki, kendiyle alakalı bir şey bulan kullanıcı(ilgisi çekilen kullanıcı) sosyal medyada bunu hemen paylaşır. Biz hedef kitlemize ne kadar uygun mesajlar verirsek, kullanıcının bu mesajı paylaşma olasılığı o kadar artar. Artan paylaşım daha çok kullanıcı çeker. Verdiğimiz mesaj ne kadar çok paylaşılır, hedef kitlemize ne kadar yüksek yüzdeyle ulaşabilirsek, sonucunda kullanıcıları müşterimize çevirmenin mutluluğunu o kadar yaşamız oluruz. Bunu başarmak için üstüne basa basa söylüyoruz ki, doğru dil çok önemlidir. Anlık tepkiyle karşılaşacağımız gibi, anlık pozitif düşünceler de edinebiliriz. Bu pozitif anların artması bizlere bu mecrayı ne kadar doğru kullandığımızı gösterecektir.

 

Serinin bir sonraki yazısı:  Sosyal Medya Reklam Pazarlama Teknikleri

Facebook Twitter Linkedin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir